Byakuyakoku Koleksiyonu

IconNameRarityFamily
Tokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri
Tokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri3
RarstrRarstrRarstr
Book, Byakuyakoku Koleksiyonu
Güneşten ve Aydan Önce
Güneşten ve Aydan Önce3
RarstrRarstrRarstr
Book, Byakuyakoku Koleksiyonu
Byakuyakoku Hidroloji Çalışmaları
Byakuyakoku Hidroloji Çalışmaları3
RarstrRarstrRarstr
Book, Byakuyakoku Koleksiyonu
Su Ejderi Deney Notları
Su Ejderi Deney Notları3
RarstrRarstrRarstr
Book, Byakuyakoku Koleksiyonu
Işıklar ve Gölgeler
Işıklar ve Gölgeler3
RarstrRarstrRarstr
Book, Byakuyakoku Koleksiyonu
items per Page
PrevNext
Table of Content
Tokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri
Güneşten ve Aydan Önce
Byakuyakoku Hidroloji Çalışmaları
Su Ejderi Deney Notları
Işıklar ve Gölgeler

Tokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri

Tokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri
Tokoyokoku'nun Yılanı ve EjderleriNameTokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Byakuyakoku Koleksiyonu
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionWatatsumi Adası'nın halk masallarına dayanan bir roman. Metnin orijinali Watatsumi Adası'nda yazılmış ve eski yılan tanrısı henüz hayatta değilken bir tüccar tarafından Narukami Adası'na getirilmiş. Piyasadaki resimli romanlar bu romanı gölgede bıraktığı için bugünlerde bu eski kitabı okuyan pek kimse yok. Geleneksel roman yayıncılığının canlanmasıyla yıldızı yeniden parlamaya başlayan roman, Watatsumi halkının Narukami kültürünü benimsemeden önce sahip olduğu evren ile ilgili benzersiz görüşlerini anlatmaktadır.
Yaradılışa akıl sır ermez, her şey gizlidir; güneşin ve ayın alametiyle ortaya çıkar izler.
Üç köşeye de karanlık çöktü, beş bilge hiçliğin üzerini örttü.

"Evrenin bir başlangıcı ve bir sonu yoktur, bu diyar için de bir zamanlar durum buydu. Ama artık bu bizi ilgilendirmiyor. Çünkü üzerinde bulunduğumuz bu diyarın da başı sonu olmayan bu sonsuzlukla bir ilgisi kalmadı."
Yalnız bilge Aberaku, ilk Güneşin Çocuğuna böyle söylemişti. Güneşin Çocuğu, Aberaku'yu cezalandırmaya uzun süredir niyetliydi. Bilgeyi bu şekilde tahtın huzuruna çağırmak, hapsetmeden önce işleri onun için zorlaştırmanın bir başka yoluydu sadece.
Efsaneye göre Aberaku'yu bilgelikle tanıştıran Tokoyo Ookami'ydi, o zamana kadar güneşi hiç görmemiş olan Enkanomiya'ya bu sayede ışık getirebildi. Ama Güneşin Çocuğu, Aberaku'nun yeteneklerini kıskandı ve onu ömür boyu hapsetti. Ancak güneşin çocuklarının anlamadığı bir şey vardı, Aberaku bu yer altı yıldızını yaratmasaydı onlar hiçbir zaman var olmayacaktı.
"Yeryüzü ve gökyüzünün ilişkisi, yumurta ve tavuğun ilişkisine benzer. Ejderha ve yılan da akraba değil midir?" dedi Aberaku. Çok geçmeden de pusuda bekleyen askerler onu alıp götürdü.

O zamanlar Enkanomiya, güneşin ortaya çıkışıyla henüz rahat bir nefes alabilmişti. Ejdervarisleri karanlığı sever ve ışıktan kaçardı, bu yüzden artık pervasızca davranamıyorlardı. İnsanların çimenleri ezdiği gibi, Ejdervarislerinin de insanları ezip geçtiği ve onlara zulmettiği o günler nihayet son bulmuştu. Zira artık Enkanomiya halkının onlara karşı koyabilmesinin bir yolu vardı.
Ama bunun gibi dış tehditler daha bastırılamadan insan doğasının çirkin yüzü ortaya çıkmaya başladı. İnsanlar bir Güneşin Çocuğunu seçip onu kral ilan etti ve ona taptı; ama ne yazık ki o zalim bir lider olmayı ve haklıları cezalandırmayı seçti.

Yıllar geçti ve Enkanomiya'da küçük bir çocuk, arkadaşlarıyla bahse girdi. Ejdervarislerinden kaçınarak tek başına üç köşenin ötesine gidecek ve bir Ejderkemiği Çiçeği arayacaktı. Ama onun yerine bulduğu şey, devasa bir inin içinde daha önce görmediği kudretli bir yılan oldu. Yılanın devasa yapısını incelerken hissettiği şey korku değil, ona karşı olan bir yakınlıktı.
"Ben Hayırsız Yılanım. Sayısız hizmetkarım olsa da ölümlü kimseler benim gölgemde barınmaz. Ben bu diyara düştüm ve şimdi de sana rastladım... Belki de bu kaderin işidir. Benim halkımdan değilsin ama bir insansın. Dileğini söyle de bir duyayım."
"Acaba bizim tanrımız olabilir misiniz?"

Öyle de oldu. İnsan ve yılan, Güneşin Çocuğunun hükümdarlığıyla yüzleşmeye ve Ejdervarislerinin akınlarına karşı koymaya gitti. O andan sonra her şey değişmeye başladı.

Güneşten ve Aydan Önce

Güneşten ve Aydan Önce
Güneşten ve Aydan ÖnceNameGüneşten ve Aydan Önce
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Byakuyakoku Koleksiyonu
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionSıradan insanların okumasının yasak olduğu bir günlük. Eserde dünyanın başlangıcından Dainichi Mikoshi'nin yaratılışına kadar çeşitli masallar ve hikayeler yer alıyor.
Göklerin iradesi yeryüzünde nasıl şekil buldu? Dileğimiz de işte bu hikayeyi kayda geçirmek. Gökteki tanrılar, bu yaradılış sizin eseriniz. Bize ilahi bilgeliğinizi bahşedin ki her şeyi kayda geçirebilelim!

"Güvercinler Dalları Getirdiğinde"
Göklerin ebedi hükümdarı geldiğinde, dünya baştan yaratıldı. Derken gerçek efendi, Ezeli Olan ortaya çıktı ve eski dünyanın yüreklere korku salan yedi ejderha hükümdarına karşı savaştı.
Ezeli Olan, kendisinin ışıldayan suretlerini yarattı. Bu suretlerden dört tane vardı.

"Phanes ya da Ezeli Olan Hakkında"
Ezeli Olan'ın Phanes olabileceği söylenir. Onun kanatları ve bir tacı vardı. Bir yumurtadan çıkmıştı ve çift cinsiyetliydi. Dünyanın yaratılabilmesi içinse yumurtanın kabuğu kırılmalıydı. Ezeli Olan Phanes, çıktığı yumurtanın kabuğunu kullanarak "evren" ile "küçük dünya evrenini" birbirinden ayırdı.

"Dalların Gelişinden Kırk Yıl Sonra"
Her gelişiyle ateşleri yutan kırk koca kış ve denizleri dalgalandıran kırk koca yazın ardından... Yedi Hükümdar bozguna uğratıldı ve yedi ulus göklere teslim oldu. Ezeli Olan, büyük hükümdarımız "bizim" iyiliğimiz için gökleri ve yeryüzünü yarattı. Yarattığı eserler arasında en düşkün olduğu bizler, yakında bu dünyada belirecektik.

...

"Dalların Gelişinden Dört Yüz Yıl Sonra"
Dağlar ve nehirler yaratıldı, denizler ve okyanuslar isyankarları ve boyun eğmeyenleri kucakladı. Ezeli Olan ve onun suretlerinden biri, gökteki kuşları, karadaki hayvanları ve denizdeki balıkları yarattı. Ayrıca beraberce çiçekleri, çimenleri, ağaçları ve en sonunda gökteki yıldızları, kıyıdaki kumlar kadar sayısız olan insanları, yani atalarımızı yarattılar.
O zaman atalarımız, Ezeli Olan ile bir anlaşma yaptı ve yeni bir çağ başlamış oldu.

"Kapıların Açıldığı Yıl"
Ezeli Olan'ın insanlar için kutsal bir planı vardı. İnsanlar mutlu olduğunda o da keyiflenirdi.

"Kapılar Açıldıktan Bir Yıl Sonra"
İnsan toprağı işledi, ilk hasadını aldı. İnsan yeri kazdı, ilk paha biçilemez cevherleri buldu. İnsan insanla bir araya geldi, ilk şiirleri yazdı.

"En Bereketli Yıl"
Açlık olsa, gökler yiyecek ve yağmur yağdırırdı. Yoksulluk olsa, toprak zenginliklerini gün yüzüne çıkarırdı. Mutsuzluk yayılsa, gökler bizzat seslenirdi.
Tek yasak şey cazibeye teslim olmaktı. Ama o yol çoktan mühürlenmişti.

...

"Cenaze Yılı"
Göklerin ikinci hükümdarı geldi ve dünyanın yaradılışında olduğu gibi savaş yeniden başladı. O gün gökler yıkıldı ve dünya parçalara ayrıldı. O çatışmada atalarımız, yaşadıkları topraklarla birlikte buraya düştü.
Karanlık çağ başladı.

"Karanlığın İlk Yılı"
Yedi Hükümdar'ın halkı okyanusa sığındı. Bu bölgeyi Derinliklerin Ejdervarisleri yönetiyordu, dolayısıyla atalarımız onlarla savaşmaya başladı.
Atalarımız bin fenerin ışığıyla onları gölgelere doğru kovaladı, onlar ise gölgelere saklanıp bizi avlamaya başladılar. Ancak bu topraklara yalnızca karanlık hakimdi, bu yüzden avlanma alanları pek kısıtlı sayılmazdı.
İnsanların duaları ağıtlara dönüştü ama Ezeli Olan ve onun ışıldayan diğer üç sureti de onları duymadı.

"Güneşin Hikayesi"
Karanlık bir mağarada, daha önce güneşi görmemiş bir grup insan yaşardı. Aralarında daha önce güneşi görmüş bir bilge vardı ve insanlara güneşin altındaki hayatı, güneşin kudretini anlattı. Anlamadıklarını görünce de bir meşale yaktı ve insanlar bunun güneş olduğunu düşünerek ateşe tapmaya başladı. Hatta karanlık ve ateşten başka bir şey bulunmayan bu hayata alıştılar.
Bilge ölünce biri ateşe el koydu. Bunu kullanarak toprakların üzerine upuzun bir gölge düşürdü.

"Her Şeyi Unutturan Nilüferin Hikayesi"
Kendisine bakan insanların tüm sorunlarını unutmasını sağlayan bir nilüfer. Bir gemi kaptanı yüzeye çıkmaya çalışırken, bu nilüferlerden yiyen bir grup insanla karşılaştı. Mürettebattan bazıları orada kalmayı seçti. Diğerleriyse nilüferin cazibesine karşı koydu.
Hayat, uçsuz bucaksız bir ızdırap denizidir. Bizlerse eve dönüş yolunu arıyoruz yalnızca.

"Karanlığın Üçüncü Yılı"
Biliyorduk ki bizi terk etmeyen sadece "Zamanın Hükümdarı" idi. An denilen şey oydu. Her an oydu. Bin rüzgarı, güneşi ve ayı ölçen oydu. Neşeli geçen her saniye, öfkeyle geçen her an, özlemle dolu her vakit, takıntılarla geçen her dakika oydu. Hezeyan dolu her an da.
Ona Kairos deriz. Ya da "değişmeyen dünyanın hükümdarı." Onun gizlenen gerçek adını söylemeye hiçbirimiz cüret edemeyiz. Bu yüzden adını yalnızca bir kere ve tersten yazacağım: "Htoratsi."

...

"Körlük Yılı"
Bilge Abrax'ın hikmeti uyandı ve böylelikle ellerinden ışık getiren bir mucize ortaya çıkardı. Atalarımız böylece Abrax'ın liderliğinde Helios'u inşa etmeye başladı.

...

"Gözlerin Açıldığı Yıl ya da Güneş ve Ayın İlk Yılı"
Helios, güneşin ilahi taşıyıcısı sonunda tamamlandı. Beyaz Gece geldi ve Ebedi Gece son buldu.
Güneş ve Ayın yılları başlamış oldu.

"Güneş ve Ayın İkinci Yılı"
Atalarımız dönüş yolunu aramaya başladı, oradaki savaş da çoktan bitmiş olmalıydı.
Ama Ezeli Olan ilk hükümdar, atalarımızın eve dönüş yolunu bulmasını engelleyen bir yasak koymuştu.
Bu durumda Ezeli Olan, İkinci Geleni yenmiş olmalıydı.
Abrax, Güneşin Çocuğunun emriyle hapse atıldı.

"Ağacın Hikayesi"
Kralın bahçıvanı ve kraliyet bahçesindeki ağacın ruhu birbirlerine aşıktı. Ama kral, konağının kirişlerini tamir ettirmek istedi ve bu yüzden içinde muazzam bir ruhani güç olan bu ağacın kesilmesine karar verildi. Bu hikayede Kral, Ezeli Olan'ın bu dünyadaki temsiliydi. Bu yüzden bahçıvan, hükümdarlar hükümdarına karşı çıkamazdı. Tek yapabildiği kralın rahibine yalvarmak oldu, ki bu rahip Tokoyo Ookami'nin dünyadaki temsiliydi.
Rahip, bahçıvana acıdı ve ona şöyle söyledi: "Git ve ruh ağacının dallarını kes." Bahçıvan da öyle yaptı ve daha sonra kralın emrine uyarak ruh ağacını tamamen kesti.
Daha sonra rahip şöyle söyledi: "Ruh ağacının dallarını toprağa dik." Bahçıvan itiraz etti: "Ama ruh ağacının büyümesi beş yüz yıl sürer." Rahip cevap verdi: "Tek dileğin sonsuzluk boyunca yankılanacak." Böylece bahçıvan ağacın dallarını arka bahçeye dikti. İncecik dallar bir anda büyüyerek göğe yükseldi ve yeni bir ağaç oldu, ağacın ruhuysa bir öncekinin devamıydı.
Bunu yapan, "tohumları" o "andan" alıp geçmişe ve geleceğe götüren Zaman Tanrısı'nın ta kendisiydi.

Güneş ve Ayın Onuncu Yılı
Abrax gideli çok oldu. Güneş ve aydan öncesinde olanlar yeteri kadar kayda alındı. Tüm bunları, oldukları gibi yazmaya cesaret edemeseydim, kendime nasıl Tokoyo Ookami'nin katibi diyebilirdim ki?
Bir dakika, zırhların çınlayan sesinin yaklaştığını duyuyorum. Yazmayı bırakmalıyım.

Byakuyakoku Hidroloji Çalışmaları

Byakuyakoku Hidroloji Çalışmaları
Byakuyakoku Hidroloji ÇalışmalarıNameByakuyakoku Hidroloji Çalışmaları
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Byakuyakoku Koleksiyonu
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionBu metinde Byakuyakoku'nun coğrafi ve hidrolojik yapısına dair bilgiler yer alıyor. Geçen uzun yılların yanı sıra, derinliklerin mühürlenmesi ve Watatsumi halkının göç etmesiyle bu kitap artık önemini yitirmiş durumda.
Işığın ulaşamadığı derinliklerde olan bu topraklar, karadakilerden oldukça farklıdır. Karada gördüğünüz, doğru kabul ettiğiniz her şeyi burada, aşağıda unutmanız gerekir. Kara ve denizle ilgili önceden bildiğimiz her şey, bize doğrudan göklerden gönderildi. Bu yeni dünyamızda, en basit yöntemleri bile kendi imkanlarımızla baştan keşfetmeliyiz.
Ey siz arkamızdan gelen ve bu satırları okuyanlar, yaşadığınız hayatı normal zannetmeyin. Bundan yüz, hatta bin yıl sonra, insanlar aşağıdaki bu hayata alışsa bile şunu asla unutmayın: Güneşsiz ve aysız geçen bu günler olağan dışıdır. Bir bilge bize güneşi getirse bile, o güneşin ışığını üzerimize uzun gölgeler düşürmek için kullanan rezil insanlar olacaktır.
Bu kitap, insanların yaşadıkları dünyayı anlaması ve ışığa dönme arzumuzu asla unutmaması için yazılmıştır.
(Bu kitabın düzenlenmesi, derlenmesi ve değiştirilmesi yıllar boyunca devam etmiştir. Kitabın adı bile "Işıksız Bir Dünya" olarak belirlenip sonrasında "Tokoyokoku" olarak ve daha sonra "Byakuyakoku" olarak değiştirilmiştir. Daha sonra Watatsumi'nin lütfuyla, derinliklerin insanları denizin yüzeyine dönebildi. Ama "Işıksız Bir Dünya" adının özel bir anlamı var ve metinde bu isim tamamen değiştirilmedi.)

Rüzgar ve Su Üzerine
Byakuyakoku'da dağ yoktur, bu yüzden dağlar hakkında konuşmak anlamsız olur. Ama rahiplerimiz ve bilgelerimiz bir şey keşfetti. Bu derinliklerde bile "durulmayan rüzgarın" ve "suyun" gücü hâlâ var. "Durulmayan rüzgarın" can bulmuş hali "Tokoyo Ookami" olarak bilinir ve şiirsel olarak "bin rüzgar" ya da "zamanın bin rüzgarı" olarak ifade edilir. Bununla birlikte "Su", Su Ejderlerinin temsil ettiği Ejder Diyarının gücüdür.
Güneş Alevi, rüzgar ve su arasındaki ilişki üzerine bir araştırma alanı belirledik. Bir inşaat projesine başlamadan önce, suyu ve durulmayan rüzgarı hesaba katmak gerekir.

Byakuyakoku'nun Sınırları
Byakuyakoku'nun sınırları üç köşe ile belirlenmiştir. İnsanlar ve ejderler arasında dengelerin sürekli değiştiği savaşın sınırlarını da bu üç köşe belirlemektedir.
Byakuyakoku çağında, Üç Diyarın Üç Kulesi bu üç köşeye inşa edildi. Bu kuleler üç diyarı dengede tutardı. Kulelerin eski isimleri zaman içinde kaybolmuştur ve Watatsumi'nin gelişiyle bunlar tekrar isimlendirilmiştir.
Bu kuleler son derece önemlidir ve ne rüzgarla ne de suyla uyumlu bölgelere yerleştirilmiştir. Amaçları daha ziyade, Byakuyakoku'nun meyillerini dengeleyerek onun rüzgarını ve suyunu kontrol edebilmektir.
Kulelerin tehlikede olması, ulusun tamamının tehlikede olması demektir. Bu yüzden kuleler, çeşitli saklama yöntemleri kullanılarak gizlenmiştir. Yalnızca tapınak görevlileri ve Watatsumi'nin Müritleri tarafından görünür hale getirilebilir.

Geçitler
Eskiden Geçitler, dağın bir tarafı ve Çemberbölge olarak bilinen kısım arasında kalıyordu. Geçit olarak adlandırılmasının sebebi de buydu. Ama Byakuyakoku'da gerçekleşen son derece tuhaf tektonik hareketler sonucunda Çemberbölge derinliklere gömüldü ve bu da Geçitlerin büyük ölçüde genişlemesine neden oldu.

Yılan Kalbi
Atalarımız burayı keşfettiğinde, burası halihazırda sıra dışı bir doğa olayına ev sahipliği yapıyordu. Belirli bir bölgede farklı mekanlar üst üste binmekteydi. Bizden öncekiler, bu olayı Yılan Kalbini yaratmak için kullandı. Yılan Kalbi sırları korumak, suçluları hapsetmek ve büyük hayali bir yılan olan Ouroboros'a tapmak için kullanılırdı.
Eski zamanlarda bu yere yılanların toprağı, Delphi adı verilmişti. Bu isim Watatsumi Omikami geldikten sonra bile değişmedi. Antik sanat eserlerinde pulsuz yılan, "Ouroboros", mercan kaplı yılan ise "Orobashi" olarak tasvir edilirdi.

Dainichi Mikoshi
Bu yerin adı eskiden "Helios" idi ve bilge Aberaku tarafından inşa edilmiş yüksek bir kuleydi. Su ve hava arasında bulunan toprak elementini temsil ediyordu.
Bir kehanete göre bu, ışık girmemiş mağaraları bile aydınlatan, bilgenin yarattığı güneşti muhtemelen. Ve tıpkı bu kehanette öngörüldüğü üzere, sonrasında bu ulusun üstüne dev bir gölge düşürmek için kullanıldı.

Su Ejderi Deney Notları

Su Ejderi Deney Notları
Su Ejderi Deney NotlarıNameSu Ejderi Deney Notları
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Byakuyakoku Koleksiyonu
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionSu Ejderlerine ait Deney Notları. Bu notların yazımı sırasında hiçbir su ejderi öldürülmemiştir.
... Bugünden itibaren geçerli olmak üzere, Ejdervarisleriyle alakalı bütün deneyler bizzat Watatsumi Omikami tarafından yönetilecektir. Watatsumi takviminin başladığı yıldan öncesine ait tüm belgeler yok edilmiştir. Dosyaların seri numaralarında bundan sonra antik Watatsumi dilinde olan Alfa, Beta, Gama, Delta ve Epsilon kategorileri kullanılmayacaktır. Bunların yerine bundan sonra Toprak, Su, Ateş, Rüzgar, Eter ve Boşluk kullanılacaktır.
Tüm alıntılar tırnak işaretleri ("") içinde yazılacaktır. Yazım sırası şu şekilde olmalıdır: Belge başlığı, Seri Numarası, Konu, Yazar. Yazar kısmı çıkarılabilir veya araştırma laboratuvarındaki dahili başlık kullanılabilir. Araştırmacının antik Byakuyakoku/Enkanomiya isminin veya modern Watatsumi/Narukami/Inazuma isminin kullanılması yasaktır.
Bu deneylere ait kayıtlar günlüklerde, aşk mektuplarında ya da fantastik romanlarda kullanılamaz.

...
Ejdervarislerinin (bundan sonra Su Ejderi veya yalnızca Ejder olarak anılacaktır) evrimi, herkesin anlayabileceği kadar basittir. ("Su, 101, Ejdervarisi Evrimi: I")
Isıya dayanıklı genç bir Su Ejderinin yaşadığı ortamın sıcaklığını düşürmeyi denedik. Bunun sonucunda, onun olgunlaştıkça daha da zayıfladığını gözlemledik. Bunun, bu Su Ejderinin bedeninde böylesine bir ortama direnç gösterebilecek "tohumun" eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Bununla birlikte, sonraki nesilleri daha sık uyumaya meyilli olacak, vücutlarındaki yağ oranı daha yüksek olacak ve Buz elementi kullanabilecekler. (Lütfen ana metinden sonraki deney verilerine başvurun. Örnek 3'ten elde edilen anormal veriler, asistanımın açlık direnci kontrol grubundaki deneğe acıyıp onu gizlice beslemesinden kaynaklanıyor.)
Daha sonra bu Su Ejderinin soyundan gelen bireyleri aşırı sıcak bir ortama yerleştirdiğimizde, onlar da ataları gibi tekrar ısı direnci özelliğini seçti. Bununla birlikte, hiçbirinin henüz Ateş elementi özelliği geliştirdiğine dair bir bulguya rastlanmadı.
Bir sonuca varmak için henüz elimizde yeterli veri yok ancak Su Ejderlerinde erişkinliğe ulaşmadan önce "tohumlarını" istedikleri gibi uyandırma kabiliyeti bulunduğunu tahmin ediyoruz. Ayrıca anne Su Ejderleri daha önce bulunmadıkları zorlu çevre koşullarıyla karşılaştıklarında, yeni "tohumlar" üreterek yavrularına geçmesini de sağlayabilmektedir.
Şunu söyleyebiliriz ki Su Ejderleri, biz Enkanomiya halkıyla karşılaşmadan önce bile bedenlerinde hatırı sayılır bir cephane oluşturmuş.
...

Zeka testlerinin sonuçları gerçekten inanılmaz. ("Boşluk, 207, Su Ejderi Zeka Araştırması.") Ödül ve ceza içeren bir eleme süreciyle (daha önceki araştırma, elemenin gereksiz olduğunu göstermişti; nihayetinde Su Ejderleri oldukça iyi şekilde uyum sağlayan bir tür) dördüncü nesil Su Ejderlerinin dil becerileri, 12 yaşında eğitim görmüş bir insanınkine yakındı. Su Ejderlerinin önceden de iletişim kurmak için kendilerine ait yöntemleri olduğunu ve burada gözlemlediğimiz şeyin, aslında öğrenme kabiliyetleri olduğunu söylemek belki de daha doğru olur.
Biz bu deneylerin durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa, ejder-insanlar hakkındaki son fantastik hikayenin yazarını hor gördüğümüz için geri kafalı olduğumuzu kabul etmemiz gerekecek.
Kehanete göre Suyun Ejderha Hükümdarı insan formunda doğacak. Bunun Enkanomiya'da gerçekleşmesine izin veremeyiz.
...
Önceki tüm aşılama girişimleri başarısız oldu. ("Boşluk, 907, Watatsumi Omikami'nin Özel Emirleri: I.") Bedenleri Watatsumi Omikami'nin kanını reddettiği için Su Ejderleri pek çok olumsuz etkiyle karşılaşıyor. Belki de henüz yeterince güçlü değillerdir ama emin olamıyoruz. Ortaya koyduğumuz Su Ejderi evrimsel yol haritasına göre, üretebileceğimiz en güçlü Su Ejderini halihazırda üretmiş olmalıyız.
...

Bu aşılama başarılı kabul edilebilir. ("Boşluk, 907, Watatsumi Omikami'nin Özel Emirleri: III.") Kanı reddetmeleri, Su Ejderlerinin Işık Diyarına ait varlıklar (elementlerden oluşan yaratıklar olarak da bilinir) olmasından kaynaklanıyor. Bu sebeple, Omikami'nin ve onun mercan müritlerinin de bir parçası olduğu İnsan Diyarıyla ters düşüyorlar.

Tüm deney kayıtları kapatıldı. Burada yürütülen hiçbir deney, bir Ejdervarisinin ölümüne sebebiyet vermemiştir. Hepsi doğal sebeplerden ölmüştür.
Merhametli ve cömert Watatsumi Omikami'ye şükürler olsun.

Işıklar ve Gölgeler

Işıklar ve Gölgeler
Işıklar ve GölgelerNameIşıklar ve Gölgeler
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Byakuyakoku Koleksiyonu
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionDokuz ila on iki yaş arası çocuklar için yazılmış bir bulmaca kitabı. Geçiş dönemine ait bir kitap olduğu için Byakuyakoku karakterlerinin adları Narukami tarzı yazılışları ile kullanılmıştır.
1. Soru: Sabah erken saatlerde dört, gün içinde iki ve gece de üç ayak üzerinde yürüyen şey nedir?
Cevap: Baloya katılmak için insana dönüşen, daha sonra bir ayağını kırıp bastonla yürümek zorunda kalan bir ejder.
Bilgelerin en sevdiği, en çok da çocukların doğru bildiği cevap budur. Yetişkinler içinse, bir ejderin insana dönüşmesi korkunç bir komplodur. Eski bir kehanete göre, su ejderlerinin kadim efendisi olan Kadim Su Ejderhası kesin olarak bir insan suretine bürünecek. Ancak çocuklar açısından düşünürsek, bu sorunun cevabı karşılıklı hoşgörü ihtimalinin bir göstergesidir.
Ama ejderleri bu şekilde sempatik göstermek akıllıca değildir. Böyle şakalar korkuyu hafifletse de çocukların dikkati elden bırakmasına yol açar.
(Derinliklerin Ejdervarisleri, diğer elementlerin gücünü ele geçirmek için evrildiler ve böylece saflıklarını yitirmiş oldular. Bu yüzden de Kadim Su Ejderhası bir daha kendi türünden doğmayacaktır.)

2. Soru: Sadece bir ağzı olan, bazen dört ayaklı, bazen iki ayaklı ve bazen de üç ayaklı bir varlık. Başka şeylere dönüşemiyor olsa da karada yürüyebilir, suda yüzebilir ve gökte uçabilir. Ne kadar fazla ayak üzerinde yürürse o kadar zayıf olur. Bu varlık nedir?
Cevap: İnsan.
İnsanlar bebekken elleri ve ayakları üzerinde emekler, yetişkin olduğunda iki ayağı üzerinde ve yaşlandığında da bastonla yürür. Cevap kuşkusuz "insan"dır.

3. Soru: Bir ağzı olan ama hem iki hem dört ayak üstünde yürüyen şey nedir?
Cevap: Büyükbaş hayvancılık yapan biri.
Bu oldukça eski bir bilmecedir. Geçmişte, büyükbaşın ne demek olduğunu sadece okuduğumuz metinlerden anlayabilmiştik. "Dört ayak", dört ayaklı hayvanlar için kullanılıyormuş. Tıpkı Sıgır, Ad ve Otman Donuzu gibi. Byakuyakoku okyanusun derinliklerine gömüldükten sonra bu hayvanların soyları, yaşam alanı ve yiyecek yokluğundan iki nesil sonra tükenmiş.
Watatsumi Omikami'nin gelişiyle birlikte bazılarımız yeni bir yuva yapmak ve oradaki insanlarla iletişime geçebilmek için denizin yüzeyine döndü. Böylece biz de bu hayvanların isimlerini yeniden gözden geçirebildik. Omikami ve Müridinin kehanetlerine göre bir gün hepimiz denizin yüzeyine geri döneceğiz, bu yüzden bu isimleri doğru öğrenmek önemli.
Sıgır, büyükbaşlara denir. Ad, at ve otman donuzu ise orman domuzu demektir.

4. Soru: Her gün birbirini doğuran iki kız kardeş kimdir?
Cevap: Gece ve gündüz ya da Beyaz Gece ve Ebedi Gece.
Bu kolay bir bilmece. Gündüz ve gecenin birbirini takip etmesinden, aynı zamanda Byakuyakoku'da da Dainichi Mikoshi'nin kontrol ettiği Beyaz Gece ve Ebedi Gece döngüsünden bahsediyor. Bu topraklar Dainichi Mikoshi inşa edilmeden önce sonsuz bir gece yaşamış olsa da insanların gördüğü, tanıklık ettiği şeyler değişmedi.
Bu arada, Byakuyakoku'daki seraplar ve Günahkar Ruhlar denen iki gök olayı başta ayrım yapılmaksızın Eidolonlar olarak adlandırılırdı ve aynı olayın farklı yansımaları olarak görülürdü. Byakuyakoku halkı ancak Watatsumi Omikami geldikten sonra bu iki olayın ne olduğunu anlayarak onlara farklı isimler verebildi. Her ne kadar güneş Byakuyakoku'yu aydınlatmasa da Beyaz Gecede görülen seraplar Güneş Alevi Tayfları, Ebedi Gecede görülenler ise Ruh Alevi Tayfları olarak adlandırıldı. İnsanlar zaman geçtikçe ikisine de Güneş Alevi Tayfları demeye başladı çünkü temelde ikisi aynı şey.

5. Soru: Ben Işık Efendisinin Gölgesiyim. Yeryüzünden gökyüzüne yükselen kanatsız bir kuşum. Benim huzurumda gözyaşı dökerler ama içleri sızlamaz. Hafif bir rüzgarla yok olurum ve fani hayatım son bulur.
Cevap: Bu bilmecenin cevabı dumandır. Kuşlar kanatlı canlılardır, bu yüzden Enkanomiya'da görülmemeleri normaldir.

6. Soru: Bir babanın on iki çocuğu vardır. Her biri, farklı görünüşlere sahip altmış kız doğurur. İçlerinden otuz tanesi sarışın, diğer otuzu ise esmerdir. Bu aileden hiç kimse ölüm nedir bilmez, sadece yok olurlar. Baba kimdir?
Cevap: Cevap yıldır. Byakuyakoku halkı için altmış adet sarışın ve esmer çocuk kısmı biraz kafa karıştırıcı olabilir ama 4. soruyu anlarlarsa her şey daha mantıklı gelecektir.
Eski zamanlarda bu bilmecenin bir devamı vardı. Kabaca şu şekildeydi: Her bir torun on iki çocuk daha doğurur ve on iki çocuğun her biri tekrar altmış çocuk doğurur. Daha sonra her bir çocuk tekrar altmış çocuk doğurur ve yine onların da çocukları olur. Nihayetinde tüm çocuklardan tek ve ezeli çocuk, on dört milyar yılın "annesi" "Tokoyo Ookami" doğana kadar çocuklar doğmaya devam eder.
Watatsumi Omikami insanların bu bilmeceyi sormasını yasakladı.

...

Ek: Tarihi figürler, Sıklıkla Kullanılan Adları, Narukami Tarzındaki Karşılıkları

Kairos - Tokoyo Ookami
... Eris - Arisu
Abrax - Aberaku
Charon - Ka...
Spartacus - Supada
Emma - Ema
... - Ejder Balığı
Antigone, Antigonus - Antei
...
...
Erebos - Eboshi
Echion - Eki
Udaeus - Uda
Asclepius - Surepio
...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

TopButton