Tokoyokoku’nun Yılanı ve Ejderleri

Tokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri
Tokoyokoku'nun Yılanı ve EjderleriNameTokoyokoku'nun Yılanı ve Ejderleri
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Byakuyakoku Koleksiyonu
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionWatatsumi Adası'nın halk masallarına dayanan bir roman. Metnin orijinali Watatsumi Adası'nda yazılmış ve eski yılan tanrısı henüz hayatta değilken bir tüccar tarafından Narukami Adası'na getirilmiş. Piyasadaki resimli romanlar bu romanı gölgede bıraktığı için bugünlerde bu eski kitabı okuyan pek kimse yok. Geleneksel roman yayıncılığının canlanmasıyla yıldızı yeniden parlamaya başlayan roman, Watatsumi halkının Narukami kültürünü benimsemeden önce sahip olduğu evren ile ilgili benzersiz görüşlerini anlatmaktadır.

Item Story

Yaradılışa akıl sır ermez, her şey gizlidir; güneşin ve ayın alametiyle ortaya çıkar izler.
Üç köşeye de karanlık çöktü, beş bilge hiçliğin üzerini örttü.

"Evrenin bir başlangıcı ve bir sonu yoktur, bu diyar için de bir zamanlar durum buydu. Ama artık bu bizi ilgilendirmiyor. Çünkü üzerinde bulunduğumuz bu diyarın da başı sonu olmayan bu sonsuzlukla bir ilgisi kalmadı."
Yalnız bilge Aberaku, ilk Güneşin Çocuğuna böyle söylemişti. Güneşin Çocuğu, Aberaku'yu cezalandırmaya uzun süredir niyetliydi. Bilgeyi bu şekilde tahtın huzuruna çağırmak, hapsetmeden önce işleri onun için zorlaştırmanın bir başka yoluydu sadece.
Efsaneye göre Aberaku'yu bilgelikle tanıştıran Tokoyo Ookami'ydi, o zamana kadar güneşi hiç görmemiş olan Enkanomiya'ya bu sayede ışık getirebildi. Ama Güneşin Çocuğu, Aberaku'nun yeteneklerini kıskandı ve onu ömür boyu hapsetti. Ancak güneşin çocuklarının anlamadığı bir şey vardı, Aberaku bu yer altı yıldızını yaratmasaydı onlar hiçbir zaman var olmayacaktı.
"Yeryüzü ve gökyüzünün ilişkisi, yumurta ve tavuğun ilişkisine benzer. Ejderha ve yılan da akraba değil midir?" dedi Aberaku. Çok geçmeden de pusuda bekleyen askerler onu alıp götürdü.

O zamanlar Enkanomiya, güneşin ortaya çıkışıyla henüz rahat bir nefes alabilmişti. Ejdervarisleri karanlığı sever ve ışıktan kaçardı, bu yüzden artık pervasızca davranamıyorlardı. İnsanların çimenleri ezdiği gibi, Ejdervarislerinin de insanları ezip geçtiği ve onlara zulmettiği o günler nihayet son bulmuştu. Zira artık Enkanomiya halkının onlara karşı koyabilmesinin bir yolu vardı.
Ama bunun gibi dış tehditler daha bastırılamadan insan doğasının çirkin yüzü ortaya çıkmaya başladı. İnsanlar bir Güneşin Çocuğunu seçip onu kral ilan etti ve ona taptı; ama ne yazık ki o zalim bir lider olmayı ve haklıları cezalandırmayı seçti.

Yıllar geçti ve Enkanomiya'da küçük bir çocuk, arkadaşlarıyla bahse girdi. Ejdervarislerinden kaçınarak tek başına üç köşenin ötesine gidecek ve bir Ejderkemiği Çiçeği arayacaktı. Ama onun yerine bulduğu şey, devasa bir inin içinde daha önce görmediği kudretli bir yılan oldu. Yılanın devasa yapısını incelerken hissettiği şey korku değil, ona karşı olan bir yakınlıktı.
"Ben Hayırsız Yılanım. Sayısız hizmetkarım olsa da ölümlü kimseler benim gölgemde barınmaz. Ben bu diyara düştüm ve şimdi de sana rastladım... Belki de bu kaderin işidir. Benim halkımdan değilsin ama bir insansın. Dileğini söyle de bir duyayım."
"Acaba bizim tanrımız olabilir misiniz?"

Öyle de oldu. İnsan ve yılan, Güneşin Çocuğunun hükümdarlığıyla yüzleşmeye ve Ejdervarislerinin akınlarına karşı koymaya gitti. O andan sonra her şey değişmeye başladı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

TopButton