Bir Sarhoşun Hikayesi (I)

Bir Sarhoşun Hikayesi (I)
Bir Sarhoşun Hikayesi (I)NameBir Sarhoşun Hikayesi (I)
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyBook, Bir Sarhoşun Hikayesi
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
DescriptionMondstadt'ın sarhoşları hakkında anlatılan meşhur hikayelerden biri. Bir sarhoş yanlışlıkla kurtların bölgesine girer ve orada bir başına yaşayan aç kurt ile karşılaşır.

Item Story

Karahindiba şarabının adeta bir nehir gibi aktığı diyarda, şarap kokusuyla birlikte inanılması güç masallar da dilden dile yayılıyor.
Hayatını içerek geçiren sarhoşlar tarafından abartılarak anlatıldığında zorlama masallar her daim dilden dile yayılır. Çünkü bu hikayeler, sarhoşların yamuk ağızlı konuşmasıyla ve hayatlarından eksik olmayan mide bulantısına yol açan sallanmalarla birlikte ortak bir paydada buluşur. Bunlar her ne kadar sakar ve tuhaf olsa da aynı zamanda hepsi oldukça eğlencelidir.

Efsaneye göre, bir zamanlar Mondstadt'ta namı yürümüş bir sarhoş yaşıyormuş. Av sezonu dışında, Pınarköy'deki her avcı gibi o da kolay kolay sarhoş olmazmış. Ama yine de sarhoş olana dek içermiş. Ne zaman içse, para kesesindeki son Mora ve bardağındaki son şarap damlası bitene kadar handaki bardan ayrılmazmış.

Günlerden bir gün, bizim sarhoş içkiyi fazla kaçırdığı eğlenceli bir gecenin ardından evin yolunu bulmak için yola koyulmuş. Etrafı bulanık gören avcı, baş dönmesinin sebep olduğu denge kaybıyla yolunu şaşırıp kendisini kurtların kol gezdiği bir ormanda bulmuş.

Tabii ki günümüzde Kurtlar Diyarı'na Kuzeyin Şanlı Kurt Kralı hükmediyor ve ormanın korkutucu havası sarhoş olmayan ziyaretçileri bölgeden uzak tutmaya yetiyor. İhtiyar avcılara göre Kurt Kralı, hoş karşılamadıkları yabancıların bölgelerine girmesini engellemek için bütün kurtların ruhunu bir araya toplamış.
Fakat bizim sarhoşun hikayesi, Kurt Kralı'nın ve kuzey rüzgarının ormanı ele geçirip kurt ırkına düzen ve barış getirmesinden çok uzun zaman önceymiş. O zamanlarda orman, kurtların hayatta kalmak için savaş verdiği tehlikeli bir bölgeymiş. İnsanların bihaber olduğu gözden ırak bu bölgede, kurtlar arasında şiddetli bir kan davası yaşanıyormuş.

En azından kendisini ormanın derinliklerinde bulan sarhoş, bu durumdan bihabermiş.

İçindeki sarhoş cesaretiyle, karanlığın içine doğru yol almış. Ne her birkaç adımda takıldığı ağaç kökleri onu bu durumdan vazgeçirebilmiş, ne de zaman zaman suratına bir tokat gibi çarpan ağaç dalları.
Çok geçmeden bir varlık, yeşil gözlerini sarhoş adamın üzerine dikip her hareketini izlemeye başlamış.
Bu varlık, sarhoş adamı sessizce takip eden bir kurtmuş. Kurt kendi kendine şöyle demiş:
"Hayatımda böyle bir şey görmedim."

İster tepeden tırnağa zırh kuşanmış bir şövalye olsun, ister yırtık kıyafetleri olan bir kaçak, yüzyıllardır hiç kimse kurtların yaşadığı bu ormana girme cesaretinde bulunmamış. Zalim soylular bile kölelerini o bölgeye sürgüne göndermiyormuş çünkü vahşi kurtlarla başlarını belaya sokmak istemiyorlarmış.

"Yine de bu garip adam, tek başına buraya gelme cesaretinde bulundu demek. Ne kadar da enteresan!"
Yalnız kurt, sarhoş davetsiz misafiri ormanın derinliklerine doğru takip ederken yaşadığı bu olayı anlamlandırmaya çalışıyormuş. Burnuna gelen alkol kokusundan kaçınmak için de elinden geleni yapıyormuş.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

TopButton