Lütfen Kitsune Guuji!

Lütfen Kitsune Guuji!
Lütfen Kitsune Guuji!NameLütfen Kitsune Guuji!
Type (Ingame)Görev Eşyası
FamilyNon-Codex Series, Non-Codex Lore Item
RarityRaritystrRaritystrRaritystr
Description"Hiçbir işe yaramayan" Şogun'un ve "her derde deva olan" Kitsune Guuji'nin hikayesini anlatan, Inazuma'da çok popüler bir resimli roman. Bu roman, "Yüce Şogun: Sınırsız Bir Güçle Yeniden Doğan Raiden" ile aynı koleksiyonda ama yazarları aynı değil. Tabii ortak oldukları konulardan biri popüler olmalarıdır.

Table of Content
Item Story
Obtained From
Gallery

Item Story

"Tekrar hoş geldiniz Yüce Şogun!"

Yerde saygıyla diz çöken Yae Masako'nun dudaklarından bu sözler döküldü. Kırmızı beyazlı tapınak görevlisi giysisini giymiş, tüylü tilki kulakları hafifçe seğiriyordu, hemen kulaklarının altında ise herkesin gıpta ettiği yüzü görünüyordu.
"Döndünüz. Haftalar önce sizden bölgedeki devriyelerde yardımcı olmanızı rica etmiştim. Nasıl gidiyor peki?"
"Ah, daha yeni döndünüz, hemen işten bahsetmemeliydim. Her zaman olduğu gibi önce yemek mi isterdiniz yoksa banyo mu? Başka bir şey mi tercih ederdiniz ya da?"
"Ne? 'Her zaman olduğu gibi' mi? Önceden döndüğümde beni hiç bu şekilde karşılamazdın."
Yanıtımı duyan kırmızı beyaz giysili kişi bana hoş bir gülümsemeyle baktı ve devam etti, "Yorgun yüzünüzü görünce sizi neşelendirmek istedim. Yemeğin başına dönmem gerek. Bugün çok sevdiğiniz Tereyağlı Yengeç pişirdim!"
"Yaşasın! Tereyağlı Yengeç! En sevdiğim Tereyağlı Yengeç!"

Favori sözü "Yaşasın!" ve favori yemeği Tereyağlı Yengeç olan Şogun Raiden, yani ben, zamanımın önemli bir kısmını... Şey, genel olarak iki türlü insanla; ne idiği belirsiz kişilerle ve tüylü kulağı olan, muzip sesli biriyle geçiriyorum.
Muhteşem Kaminaru Tapınağının Guujisi, Kitsune soyundan, Sonsuzluğun hizmetkarı ve arkadaşı Yae Masako... Hatırda kalmayacak kadar çok lakabı var. Inazumalıların gözünde tıpkı benim gibi ulaşılamaz ve anlaşılmaz biridir.

Aynı Yae Masako pişen Tereyağlı Yengeci gözlerini kırpmadan izliyor.
Evet, basitçe anlatmak gerekirse ben, Şogun Raiden, Guuji Yae Masako'ya emanetim.

Ne olduğunu anlayamadan bu yaşam tarzına çoktan alıştım.
Ne zaman kılıcımı rastgele savursam heyecanla el çırpar ve "İşte bu!" der. Ne zaman "Yüce Şogun: Sınırsız Bir Güçle Yeniden Doğan Raiden" ile uyumlu atıştırmalıklar arasam her zaman bana sütlü çay ve kek verir. Olası tüm sinir bozucu olayları sanki Sonsuzluğu korur gibi dikkatle çözer. Benim için her dileğimi yerine getiren efsanelerdeki o Kitsune gibidir.
"Tereyağlı Yengeç hazır! Keyifle yemeğinizi yemeden önce devriye ile ilgili soruma geri döneyim..."

Masako döner ve kokusu kısa zamanda tüm odayı kaplayan buharı üstünde Tereyağlı Yengeci masaya yerleştirir. Fakat sorusunu yanıtlamak içimden gelmiyor. Aslında bugün bu kadar keyifsiz olmamın nedeni bu.
Dediğim gibi, dünyamda sadece Masako ve diğer insanlar var.
Masako dışında hepsi beni gördüğünde aynı şeyi yapıyor. Saygılı bir şekilde yerlere kadar eğiliyor ve bana "Yüce Şogun" diye hitap ediyor. Yürüyüp gittiğimde ise rahatlayıp ayağa kalkıyorlar.
Birinin karısı, babası, erkek arkadaşı veya kız arkadaşı olması fark etmiyor. Birinin patronu, hizmetkarı veya bir kahraman olması da fark etmiyor. Huzurumda sadece Yüce Şogun'a karşı saygı ve korku ile dolu bir yüz ifadesi takınıyorlar.
Fakat kimse benim de onların bu yüz ifadelerinden aynı şekilde korktuğumu bilmiyor. Kim korkmazdı ki? Düşünsenize, huzurunuzda binlerce kişi aynı yüz ifadesini takınıyor.

Bu nedenle Masako'ya bu kadar bel bağlıyorum.
Bu nedenle isteğini reddedemedim. Bunu yapamayacağım ama yine de benden istediği sürece her zaman gidip işi yapacağım.
Dürüst olmak gerekirse birbirinin aynısı binlerce yüz ile nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. İstemiyorum ve yapamıyorum. Onlarla temas kurmaktan kaçınabildiğim sürece ezik Şogun olarak anılmak beni rahatsız edecek bir şey değil.
Fakat umursamasam da, Masako'nun sorularıyla yüzleşemiyorum.
"Yüce Şogun, neden bu kadar sessizsiniz? Acaba... Tenshukaku'dan çıkıp yürüdükten sonra akşam geri dönmek dışında bir şey yapmadınız mı?" Masako'nun sesi azarlayan bir tonda değildi ancak sorularıyla yüzleşmek beni daha da utandırdı.
"Pekala. Kalanı da önemli. İlgilenmem gereken başka konular var, bu nedenle huzurunuzdan çekiliyorum. Afiyet olsun." Masako döner ve odadan çıkar.

Nasıl olduysa Tereyağlı Yengecin tadı kaçtı.
Yakında nedenini anlayacağım.
Yüce Şogun ölümsüzdür, ancak ölümsüz Yüce Şogun bile gribe yenik düşebilir.
Tereyağlı Yengeci yedikten kısa süre sonra ağır bir baş ağrısı ile yatağa düştüm. Ağrı önemli değildi ancak sonrasında daha korkunç bir olay oldu:
Başka bir gün olsa; başımı Masako'nun dizlerine dayayıp, şarkılarını dinleyerek uyurdum.
Fakat bugün Masako burada değil. Odam buz gibi soğuk, alnım ise ateş gibi sıcak. Bu sefer yatağımın başında kimse yok.

İlgilenmesi gereken bazı konular var. Sadece benim Kitsunem değil, o aynı zamanda tapınağın Guujisi.
Belki de şu anda çok kızgındır, belki de favori sözü "Yaşasın!" olan bir Şogun için bu kadar çaba harcamaya değer mi diye düşünüyordur.
Zihnimde bu sorularla uyuyakalıyorum.

Rüyamda Masako'yu görüyorum. Yüzünde aynı gülümseme, elinde ise bir fincan çay var.
"Mor Bulutlar diye bir içecek hazırladım. Ritou'ya gittim ve Mondstadt'ın Gelin Çiçeklerinden aldım. Naneyle karıştırdım ve gribinize iyi gelecek bu içeceği demledim. Şimdi için."
Sanırım rüyada olduğum için kalkıp fincanı almaya gücüm yoktu.
"Ah, görünüşe göre dik oturacak gücünüz yok. İzin verin." Mor Bulutları hayal bile edemeyeceğim şekilde bana içirdi.
Bir anda uyanıyorum. Zihnim az önce gördüğüm sahnenin yarattığı şoktan dolayı bir türlü kendine gelemedi. Masako kaytardığım için muhtemelen hâlâ bana kızgındır.

Sadece... Dudaklarımın kenarı pek bir tatlı geldi. Acaba neden?

Obtained From

Shop

Name
Kuroda Shop
items per Page
PrevNext

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

TopButton