| items per Page |
|
Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri: Başlangıç
 | Name | Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri: Başlangıç |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri | |
| Rarity |  | |
| Description | Hatıralara dair hikayeler daima fani dünya ile yakından ilişkili olmuştur. Bu kitap yeni olmasa da Urakusai'nin kaleme aldığı "Altı Kitsune'nin Günlükleri" serisinin bir uyarlaması. |
| Başlangıç Hafızayla ilgili hikayeler, genellikle bir şeyi kazanıp hemen ardından kaybettiğiniz anlarla ilgili olur. Bunun hakkında yazmaya nasıl başladığıma gelince... Maalesef bunun heyecanlı bir hikaye olmadığını söylemeliyim. Uyuu Restoranında bir şeyler içerek vakit geçirdiğim bir gece, uzun zamandır görmediğim eski bir arkadaşıma rastladım. Oraya ne zaman geldiğini bilmiyorum ancak bir ara onun bölmelerden birinde oturduğunu fark ettim. "Aman da aman, kimler varmış burada? Keyfi yerinde ama kimseler yok yanında." Yalnız oturmama laf ettiği için karşılık vermem gerekir diye düşündüm: "En iyi içkiler yüksek bir bedele sahiptir. Bu bedel ise bazen yalnız içmektir." "Peh. Bunu daha önce duyduğuma eminim. Bakıyorum da hâlâ eskisi kadar sıkıcısın." Elinde bir kadeh içki, yüzündeyse birkaç kadeh devirmeye istekli bir ifade olan baş editör, yanı başımda dikilirken bunları söyledi. "İçki paranı çıkarmaya ne dersin? Yapacak daha iyi bir işin yok sonuçta." "Gerçi bu gece içkiler benden olsun hadi." Güldü ve bunu birkaç kez tekrarladı. "Dönmüşsün." Akşam esintisinin getirdiği birkaç Kutsal Kiraz Ağacı çiçeğinin bardağına düşmesini ve ayın içkinin üzerindeki yansımasını dalgalandırmasını izledim. İçimi kaplayan yoğun dejavu hissine yenik düşünce, sonrasında utanç duyacağım bir şey ağzımdan çıkıverdi. "Sarhoşsun." Bunu duyduğuna pek memnun olmadı ve sert bir ses tonuyla karşılık verdi. Kadehini masanın üzerine koyduğunda ise yüz ifadesi çabucak değişti ve bir iç çekti: "O gittiğinde, ben daha doğmamıştım bile." Ben de o zamanlar hâlâ gençtim. "Onun anlattığı hikayeleri hâlâ anlatabilen tek kişi sen olmalısın." Böylece kendimi bir kez daha Yae Yayınevi için yazarken buldum. Şimdi düşününce epey komik bir olay aslında. Sadık okurlarım, lütfen üzülmeyin. Bu durum, artık yalnızca kişisel çıkarlarım için yazdığım anlamına gelmiyor. Yakında fiyatları düşecek harika içkiler var ve onları alabilecek imkana sahip olduğumdan emin olmalıyım. Bir de baş editörün o gece bana ısmarladığı şarabın karşılığını vermem gerekiyor. |
Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (I)
 | Name | Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (I) |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri | |
| Rarity | | |
| Description | Urakusai'nin kaleme aldığı "Kara Tilki" Itaru'nun hikayesi aslında "Altı Kitsune'nin Günlükleri" serisinin üçüncü kitabıydı fakat görünüşe göre yazar bu kitabı öne almayı tercih etmiş. |
| Çok konuştuğumun farkındayım ama hikayeye başlamadan önce hâlâ anlatılması gereken şeyler var. Kitabın adını neden Altı Kitsune'nin "Yeni" Günlükleri koyduğumu biliyor musunuz? Buradaki "yeni" kelimesi doğal olarak bir "eski"nin varlığına işaret ediyor. Bu kitap, Urakusai'nin kaleme aldığı ve beş yüz yıl önce oldukça popüler olan Altı Kitsune'nin Günlükleri kitabının biraz revize edilmiş hali. Benim yazarlık becerilerim sınırlı. Bu yüzden umarım Urakusai ve diğer okuyucularım bu sayfaları okurken beni o kadar yargılamaz. Urakusai, ben ufacık bir çocukken bile meşhurdu. O zamanlarda Saiguu, Urakusai'nin edebiyat becerilerine ve çay konusundaki uzmanlığına çoktan büyük bir ilgi duymaya başlamıştı. Böylece Urakusai, Kitsunelerin en kültürlü ve bilgililerinden biri olmuştu. Ne yazık ki bunlar artık tarihin tozlu sayfalarında kaldı. Urakusai büyük bir hata yaptığı için ayrılmak zorunda kaldı ve o olayın üzerinden 500 yıl geçti. Lafı daha da uzatmadan hikayeye geçelim. Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri büyük Yougou Dağı'nda başlıyor. Efsaneye göre Büyük Kitsune Hakushin, hüküm sürdüğü dönemlerde altı çırağa sahipmiş. Hepsi de büyü ve şekil değiştirme konusunda çok maharetliymiş. Liderlerinin görevi, Hakushin'in tapınağı yönetmesine ve Yougou Dağı'nı korumasına yardımcı olmakmış. Bu altı çırağın en büyüğü Kara Tilki Itaru'ymuş. Itaru çoğu dişi Kitsunenin aksine, bir ayı kadar cüsseli ve bir kaplan kadar güçlüymüş. Üstelik vahşi, kural tanımaz bir kişiliğe sahipmiş. Bir gün sarhoş bir halde tapınağın ana salonunda taşkınlık yaparken Şogun'u temsil eden bir shintaiyi kırmış. Öfkelenen Hakushin, Itaru'yu kendisine çekidüzen verene kadar dağdan men etmiş. Ancak Kara Tilki Itaru dağdan ayrıldığına memnunmuş. Hakushin'in hiçbir uyarısına kulak asmayan Itaru, bir şişe kaliteli içki bulmuş ve sorun çıkarmak için en yakındaki köye doğru yola koyulmuş. |
Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (II)
 | Name | Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (II) |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri | |
| Rarity | | |
| Description | Serinin bu kitabı, "Kara Tilki Itaru" ve "Tokaku'nun Oni İkizleri" arasında yaşanan çatışmayı konu alıyor. Orijinal metinde bu hikaye eksikti ancak neyse ki daha sonra bulundu. Bu kitapta düzenlenmiş haliyle sunuluyor. |
| Kaldığımız yerden devam edelim. Kara Tilki Itaru köye giden yolda belasını ararken, yolun kenarında oduncu gibi giyinmiş iki kadın görmüş. İkisinin de belinde üç kılıç asılıymış. Biri iki metrelik bir nodachi, biri orta boy bir kodachi, biri de küçük bir wakizashi imiş. Tepeden tırnağa silahlı olduklarını da saklamıyorlarmış. Tilkinin büyük, cüsseli silüeti yaklaştıkça yer titremiş ve her adımıyla tozlar havalanmış. Bunu gören iki kadın dikkat kesilmiş. Her an kılıç çekebilecek şekilde kılıçlarının kabzasını kavramış ve birlikte sormuşlar: "Kimsin sen? Youkai misin?" Silüet cevap vermiş: "Haha. Evet, aynen öyleyim!" İki kadın tereddüt etmeden kılıçlarını çekip Itaru'yu öldürmek için öne çıkmış ama bu youkaiyi hafife almışlar. Itaru bir adımda saldırılarından kaçmış, yana doğru dönerken kadınların bileklerini kavrayıp bükmüş. İki metre boyundaki iki nodachi de gürültüyle yere düşmüş. İki kadın da acıyla kodachisine davranmış ama geç kalmışlar. Itaru kuvvetli bir tokatla birini yere sermiş, diğerini de boynundan yakalamış. Sonra yakaladığı kadını ensesinden tutup havaya kaldırmış ve ayağını yerdekinin göğsüne koyarak kalkmasına engel olmuş. "Tokaku'nun Oni İkizleri ha? Galiba ikiniz de geçen yıl köylüleri rahatsız ettiğiniz için benden yediğiniz dayaktan ders çıkarmamışsınız!" İki haydut bunu duyunca telaşlanmış ve hayatlarını bağışlasın diye Itaru'ya yalvarmaya başlamış. Kara Tilki Itaru haydutları yere serip şöyle demiş: "Pekala. Hakushin beni dağdan sürdüğü için artık ustam yok. Bana katılmak ister misiniz? Oradan oraya gezip ihtiyacı olanlara yardım ederiz. Eğlenceli olur!" |
Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (III)
 | Name | Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (III) |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri | |
| Rarity | | |
| Description | 500 yıllık "Altı Kitsune'nin Urakusai Günlükleri" serisinde Youzan ve Yui kendi öykülerini yaşıyor. Burada ise anne-kız ikilisi kendilerini kurtarması için halen Itaru'ya güveniyor. |
| Kaldığımız yerden devam edelim. Kara Tilki Itaru, iki haydudu yani Tokaku'nun Onu İkizlerini yanına almayı başarmış ve üçü yeni bir kahramanlık yolculuğuna çıkmış. Kahraman üçlüler Konda Köyü'nde dinlenirken, bir anneyle kızına rastlamış. Onlarla biraz muhabbet edince annenin soy adının Youzan, kızının adının ise Yui olduğunu ve ikisinin de festivale katılmak için uzaklardaki Seirai Adası'ndan Inazuma Şehri'ne gelen müzisyenler olduğunu öğrenmişler. Yoldayken, köyden bir Eflatun Kavun satıcısı onları dolandırmış. Niyeti safiyane gibi davranarak susuzluklarını gidermek için onlara birkaç kavun teklif etmiş. Sonra çok yüksek bir fiyattan daha fazla kavun almaları için ısrar etmiş ama gezgin müzisyenlerin pek parası olmaz zaten. Bu yüzden, dönüş yolu için ayırdıkları bütçenin tamamını da bu pahalı kavunlara harcayamazlarmış. Tokaku'nun Oni İkizleri fevri hareket eden bir çiftmiş. Olanları duyunca sinirden köpürmüş ve o ikiyüzlü tüccarı lime lime doğrayarak dersini vermeye karar vermişler ama Kara Tilki Itaru'nun başka bir fikri varmış. İkizleri durdurmak için yüksek sesle: "Yeter. Ne yapmamız gerektiğini biliyorum." demiş. Anneyi ve kızını teselli etmiş: "Endişelenmenize hiç gerek yok. Tüccarla konuşacağım. Göreceksiniz, aklını başına toplayacak." Itaru, dolandırıcı tüccarı bulmaya gitmiş. |
Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (IV)
 | Name | Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (IV) |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri | |
| Rarity | | |
| Description | Serinin en heyecanlı hikayesi. Urakusai'nin bu hikayeyi Liyue'den döndükten sonra yazdığı söyleniyor. Yazarın uyarlamasında hikaye eksiksiz yer almakta. |
| Kaldığımız yerden devam edelim. Kara Tilki Itaru, dolandırıcı tüccarın aklını başına getirmeye gitmiş. Eflatun Kavun tüccarı Dozaemon eskiden samuraymış ama Inazuma'da bunca zamandır barış hakim olunca, kılıç becerileri işe yaramamaya başlamış. Bu nedenle köye gidip tüccar olmuş. Baskı yapmak, zorlamak ve sert görünümünü akıllıca kullanmak gibi birkaç numarayla insanları dolandırmayı öğrenince, ne kadar paralarını almış olursa olsun kimse onun karşısına çıkmaya cüret edememiş. Zamanla köyün en zenginlerinden biri olmuş. O gün Dozaemon dükkanının önünde dinlenirken, bir anda tozlar uçuşmuş ve yer titremiş. Sonra üzerine yavaşça, dükkanını bile karanlıkta bırakacak kadar büyük bir gölge düşmüş. "Merhaba! Birkaç kavun alacaktım!" Dozaemon gözlerini kısmış ve başında cellat gibi dikilen kaslı, sert, kaba müşteriyi süzmüş. Sonunda bunun bir kadın olduğunu anlamış! "Kaç tane?" Müşteri cevap vermekte acele etmemiş. Dozaemon'un kesme tahtasında duran wakizashisini incelemekle meşgulmüş. "Kılıcın epey güzelmiş." "Öyledir. Bilmeni isterim ki bir samuray klanının üyesiyim. Yanımda böyle bir yadigar taşımam normal." Dozaemon muhabbete devam etmiş ama sonunun nereye varacağından habersizmiş. "Yazık. Kavun keserek ziyan ediyorsun bu güzel kılıcı." Dozaemon, müşterinin bilerek iğneleyici konuştuğunu fark etmiş ve bundan hoşlanmamış. "Bu kadar muhabbet yeter. Kavun alacak mısın almayacak mısın?" "Evet, alacağım." Itaru özür diler gibi Dozaemon'a gülümsemiş. "İki kilo doğranmış Eflatun Kavun alayım. Soyulmuş olsun lütfen." Dozaemon şüphelenmiş ama bu isteği sorgulamamış. Hemen iki kilo kavun doğrayıp teraziye koymuş. "Terazin niye böyle yamuk?" Itaru böyle der demez, Dozaemon kılıcına sarılmış. "Ne kadar da tuhaf! Bu terazi kendi kendine karar veriyor!" "Bu kadar eğlendiğine sevindim ama şimdi parasını vermen lazım." Dozaemon sinirlerine hakim olamamış. Bu kadar şaka yetermiş. Ciddi konuşmanın zamanı gelmiş. "Sana hak ettiğin parayı ödeyebilirim ama sen alabilir misin bilmiyorum." "Endişelenme. Ne verirsen ver ben kabul ederim!" "Emin misin?" "Ver de görelim!" Itaru aniden "Al bakalım!" diye bağırmış ve Dozaemon'un yüzüne doğru bir kese dolusu Mora fırlatmış. Dozaemon zamanında tepki verememiş ve kese tüm hızıyla burnuna çarpmış. Dozaemon, arkaya doğru yere devrilmiş ve kıymetli wakizashisi elinden fırlayarak yanına düşmüş. Yakından bakınca Mora kesesi burnunu dümdüz etmiş gibi duruyormuş. Pipo konulan keselerdeki gibi düz bir çıkıntıya dönmüş, tek farkı içinde pipo yokmuş. Itaru yanına gelmiş ve ayağıyla dolandırıcı tüccarın göğsüne bastırmış. Bir kelime bile etmeden Dozaemon'a o kadar sert vurmuş ki tüccarın yüzü, sanki bir Liyue dövüş sanatları turnuvasından çıkmış gibi yara bere içinde kalmış. Dozaemon zar zor ayağa kalkmış ama kalkıp hemen kılıcına davranmış, Itaru bunu fark etmiş ve kafasına sert bir darbe daha vurmuş. Bu darbe o kadar ağırmış ki iki tanuki kulağı yerinden fırlamış. Dozaemon merhamet dilemiş. Itaru karşısındaki görüntüye bakınca kahkaha atmış. Tüccar kılık değiştirmiş bir youkaiymiş meğer! Hem de pis bir tanuki! Itaru hemen tanukinin çaldığı wakizashiye el koymuş. Haksızlık yaparak kazandığı servetinin çoğunu köylülere dağıtmış ve kalanı da bir süre önce tanuki tarafından dolandırılan anneyle kızına vermiş. Itaru biraz tereddüt etse de, sonunda tanukinin hayatını bağışlayıp yoluna devam etmiş. |
Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (V)
 | Name | Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri (V) |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri | |
| Rarity | | |
| Description | "Altı Kitsune'nin Yeni Günlükleri"ne özel olarak eklenmiş kadim meseleleri konu alan yorumlar. Sevgili okuyucu, bu cilde yavan ve zorlu bir zamanda denk geldiysen bu cildi atlayabilirsin. Lakin yazar için bu cilt, kaçınılması mümkün olmayan bir kelime ve duygu israfıdır. |
| Artık Kara Tilki Itaru'nun hikayelerini bitirmemiz lazım. Lütfen gevezelik ettiğim için kusuruma bakmayın ama üzerinde konuşmak istediğim bazı eski konular var. O zamanlar Urakusai'nin Leydi Saiguu'yu nasıl sinirlendirdiği artık bilinmiyor ama Leydi Yae iki ila sekiz bardak içki içtikten sonra, bana yaşadıklarına dair ufak hikayeler anlatmayı teklif etti. Tabii bu bir roman. Yani doğal olarak bu sözleri tarihin sayfalarında olmayan bir hikayeye dönüştürmek isterim. Kitsune Saiguu, Büyük Narukami Tapınağında görev almak için Hakushin Toprakları'ndan gittiğinde, Leydi Yae daha doğmamıştı. Bu nedenle çocukluğu, Saiguu hakkında hikayeler ve masallarla doluydu. Onu çok sever ve ona çok saygı duyardı. Leydi Yae'nin ileride kendi yolculuklarına çıkıp Büyük Narukami Tapınağına gelmesinin sebebi de buydu. Leydi Saiguu, aralarındaki kan bağından dolayı Leydi Yae'ye epey düşkündü. Leydi Yae artık o günlerden pek bahsetmek istemiyor... Ben bir roman yazarı olarak insanları mutlu etmek için yazıyor olsam da, Leydi Yae'nin geçmişini fazla kurcalamayacağım. Yoksa baş editörümüz kudretli kalemiyle beni ezecektir. Neyse, Urakusai'ye dönelim. Urakusai'nin Leydi Saiguu'yu o günlerde nasıl sinirlendirdiği artık bilinmiyor ama yaptıklarının, daha sonra Hiçliğin saldırısıyla ilgili olabileceği düşünülüyor. Tabii Urakusai oralardan kovulduktan sonra, Kitsune Saiguu artık Büyük Narukami Tapınağında yaşamayacaktı. Bunun yerine temelli olarak Tenshukaku'ya yerleşecekti. "Gökleri ve toprakları yutacak bir felaket geliyor. Görevim halkı ve efendimizi korumak. Bu nedenle Şogun'un yanına gitmeliyim." Leydi Saiguu ikinci kez yola çıktığında, Leydi Yae genç bir kızdı. Bunca zaman peşinden gittiği kişi yine onu terk etmişti. Beklenmedik felaket kıtayı kaplayana kadar anlayamadık Leydi Saiguu'nun söylediklerini... Ama artık çok geçti, olaylar da istediğimiz gibi yaşanmamıştı. Leydi Saiguu üçüncü kez yola çıktı. Bu sefer geri dönmedi. Beş yüzyıl ölümlülere uzun gelebilir, ama o zaman yaşananlardan geriye kalan neşe ve üzüntüler ister geçici ister kalıcı olsun o kadar kolay silinmiyor. |
for healer millelith, days past, clam, or 2p of HP or HB and for burst sub dps Emblem or a 2p Er...