| items per Page |
|
| Table of Content |
| Dongdong'un Mektubu |
| İsimsiz Günlük I: Yaoguang Sahili |
| İsimsiz Günlük II: Guili Ovası |
| İsimsiz Günlük III: Jueyun Gölü |
| İsimsiz Günlük IV: Liyue Limanı |
| İsimsiz Günlük V: Jinren Adası |
Dongdong'un Mektubu
 | Name | Dongdong'un Mektubu |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, İsimsiz Günlük | |
| Rarity |  | |
| Description | Qingce Köyü'nden Dongdong'un değer verdiği, babasından gelmiş bir mektup. |
| Sevgili Dongdong, Zaman ne kadar hızlı geçiyor, değil mi? Ayrılmamın üzerinden üç ay geçti. Beni özledin mi? Umarım uyku vaktini geçirmiyor ve dedenlere sorun çıkarmıyorsundur. Yakında Inazuma'dan döneceğim ve döndüğümde seni Güneyhaçı'nın gemisini görmeye limana götüreceğim. Bu defa seni hayal kırıklığına uğratmayacağım! Dongdong, Yaoguang Sahili'ndeki plajı hatırlıyor musun? Oraya gidip göz alıcı altın kumdan topladım. Hatta o kadar topladım ki hepsini tek başıma taşıyamam. Geri döndüğümde oradaki değirmeni satın alalım ve her gün taze tofu yapalım. Gerçi bunca altını Liyue Limanı'ndan ev almak için kullanmayı tercih ederim. Deniz manzaralı büyük bir ev. Döndüğümde bu altını nasıl harcayacağımıza sen karar ver, ne dersin? Luhua Göleti'nin karşısındaki Guili Ovası'nda devasa bir uçurum var, orada ne bulduğuma inanamazsın. Bir Harabe Muhafızı buldum! Orada öylece çökmüş, hareketsiz oturuyordu. Gök gürlediğinde ya da yıldırım düştüğünde, hatta bardaktan boşanırcasına yağmur yağdığında bile kılını kıpırdatmıyordu. Sonrasında dedim ki bu kesin uyuyor! Ben de üzerine çıkıp koca kafasının etrafına kollarımı doladım ve çevirebildiğim kadar sert çevirdim. Bir gümbürtü sesi, sonrasında da yüksek bir kırılma sesi geldi. Sonra birdenbire kafası düştü ve uçurumdan aşağı yuvarlandı. En son taşa çarpıp binlerce parçaya ayrıldı! Yazık oldu, ödül olarak eve getirmek istemiştim. Sen de Harabe Muhafızı kafasının yakından neye benzediğini görürdün. Ne güzel olurdu! Jueyun Gölü'ne de gittim. Büyüdüğünde seni de oraya götürmeliyim, manzarası inanılmaz. Yükselen bulutlar okyanus gibi duruyor, şelalesi Qingce Köyü'ndekinden çok daha güzel. Arada dağlardaki Adeptus diyarını biraz görebiliyorsun. Nasıl güzeldi hayal bile edemezsin. Ayrıca inanmayacaksın ama... Gerçek bir Adeptusla tanıştım! Birlikte oturup içtik, sohbet ettik ve güldük... Bana hediye olarak sihirli bir şarap şişesi bile verdi. Şişenin içine üflüyorsun ve sonsuz şarap akmaya başlıyor! Ama buna kesinlikle dokunmamalısın, tamam mı? İçmek için henüz çok gençsin. Merak etme, büyüdüğünde tüm hazinelerim senin olacak ve onlarla istediğini yapabileceksin. Liyue'deki maceralarım bitmek üzere. Artık limana gidip Güneyhaçı gemisiyle buradan uzaklara yelken açma zamanım geldi. Gideceğim yerde hangi şahane manzaraların ve değerli hazinelerin beni beklediğini çok merak ediyorum. Ayrıca bunların tümünü seninle paylaşmak için de sabırsızlanıyorum! O zamana kadar lütfen her gece vaktinde uyu Dongdong. Ayrıca çok fazla tatlı yeme, dişlerin çürür ve dedenlere iyi davran, onları kızdıracak şeyler yapma, sakın kavga da etme! Yakında eve döneceğim. Gözlerinden öpüyorum, Baban |
İsimsiz Günlük I: Yaoguang Sahili
 | Name | İsimsiz Günlük I: Yaoguang Sahili |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, İsimsiz Günlük | |
| Rarity | | |
| Description | Vahşi doğada bırakılmış bir günlük. Sahibinin Yaoguang Sahili'ndeki talihsizliklerini anlatıyor. |
| -Yaoguang Sahili- Hava tekrardan puslanıyor... Burada altın aramak, nafile bir çabadan öteye gitmedi. Bu ihtiyar madencilere güvenmemeliydim, bunlar emekliye ayrılalı onlarca yıl geçmiştir! Zaten verdikleri bilgilerin tümü de eskiydi... Hiçbir işe yaramadı. Bu arayışlar tamamen saçmalık haline geldi. Bugün eve elim boş döneceğim ama şu siste eve giden yolu bulmam bile düşük bir ihtimal... Umarım Dongdong yemeğini yemiştir. Uzaklardan dağ yabanilerinin sesini duyabiliyorum. Bu siste nereye gittiğimi bile kestiremiyorum. Sanırım dağ yabanilerinin sesinden uzaklaşarak yürümeye devam edeceğim. Umarım buradan sağ çıkarım... Ne kadar süredir yürüdüğümü bilmiyorum, sis yüzünden de sabah mı akşam mı onu bile kestiremiyorum. Bir saniye, sanki ileride bazı silüetler görüyor gibiyim. Toprağın Efendisi aşkına, belki de ilerideki o insanlara katılıp buradan bir çıkış yolu bulabilirim. Evet, öyle yapacağım. Yaşasın, kurtuldum! Biraz daha yaklaşınca bu silüetlerin dostane görünmediğini fark ettim. Sonraki hamlemi belirleyene kadar, burada kamp kurup gitmelerini bekleyeceğim. Geldiğim yönden dönmem gerekebilir. Tanrım! Dağ yabanilerinin seslerini etrafımda duyabiliyorum... Ve ben kesinlikle... -Günlük içeriğinin sonu- |
İsimsiz Günlük II: Guili Ovası
 | Name | İsimsiz Günlük II: Guili Ovası |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, İsimsiz Günlük | |
| Rarity | | |
| Description | Vahşi doğada bırakılmış bir günlük. Sahibinin Guili Ovası'ndaki talihsizliklerini anlatıyor. |
| -Guili Ovası- Talihsiz olaylar silsilesi bitmiyor... Dağ Yabanisi kampından tek parça kurtulmayı başarmıştım ki az kalsın bir Harabe Muhafızı beni öldürecekti! Şiddetli yağmurun altında hareketsizce oturuyordu, ben de çalışmıyordur herhalde dedim. Sonrasında kafasına yıldırım düştü... Tıkırtı ve gıcırtı sesleri gelmeye başladı ve birdenbire tekrar hayata döndü. Kendimi ona karşı savunamadım. Beni civciv gibi kaldırıp uçurumun tepesinden fırlattı. Şansıma, ümitsizce aşağı doğru giderken uçurumun kenarındaki bir mağaraya dalıverdim. Artık görüş alanında olmadığım için beni aramayı bıraktı. Mağara olmasaydı, Harabe Muhafızı beni parçalarıma ayırıp yere fırlatır sonra da üstümde tepinerek... Artık o noktada yapacaklarını tarif edebilecek bir kelime bulamıyorum! Artık buradan uzakta olsa gerek... Yine de sürekli sanki bir kovan dolusu arı kafamda vızıldıyormuş gibi çıkardığı sesi duyabiliyorum. Sanırım kolumu kırdım, hafif bastırınca hemen ağrımaya başlıyor. Sanırım... Yani umarım buradan çıkabilirim. Her halükarda, benim yaşımda birinin böyle bir duruma göğüs germesi gerekiyor. Yoksa Dongdong ve annesi benim hakkımda ne düşünür? |
İsimsiz Günlük III: Jueyun Gölü
 | Name | İsimsiz Günlük III: Jueyun Gölü |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, İsimsiz Günlük | |
| Rarity | | |
| Description | Vahşi doğada bırakılmış bir günlük. Sahibinin Jueyun Gölü'ndeki talihsizliklerini anlatıyor. |
| -Jueyun Gölü- Uçurumun kenarında bir otacıyla karşılaştım, kırılan kemiği sabitlememe yardımcı oldu. Acıdan bayılıyordum az kalsın. Bitki toplayıcısının dediğine göre, Harabe Muhafızıyla karşılaşıp buraya gelen çoğu insan, genelde benim gibi tek parça çıkamıyormuş... Her işte bir hayır vardır diyelim. Yukarıdan bakınca, Jueyun Gölü insan eli değmemiş gibi görünüyor. Ayrıca sisle kaplı olmasının yanı sıra bu sisin yoğunluğunun da bilinmemesi, gölü daha da gizemli kılıyor. Taş ormandan tuhaf sesler geliyor. İçeride aydınlanmış yaratıklar mı, yoksa kutsal varlıklar mı var bilemiyorum. Sesleri, tüylerimi diken diken etti ama. Şansım yaver giderse, buradan bir parça kaliteli kehribar ya da çok değerli şifalı bitkiler toplayabilirim. Geçmişte görece yoksul olan köylülerin Liyue'de şifalı bitki satarak zengin olduğunu biliyorum, benim de aynısını yapmamam için hiçbir sebep göremiyorum. Akşam sağanak yağmur yağdığı için uçurum tırmanılamayacak kadar kaygandı. Ayrıca tırmanış ipimi ve baltamı da bulamadım. Çok tuhaf, aslında eşyalarını kaybeden birisi de değilimdir hiç... Eminim dağda dolaşan canavarlardan biri, ben o tarafa doğru bakmıyorken eşyalarımı yürütmüştür! Belki de bir tilkidir... Günlerce hiçbir sonuca varmayan arayışların ardından, birkaç şifalı bitki bulabildim ve artık geri dönüş hazırlıklarına başlıyorum. Son bir arama yapmak istiyordum ama burası ödümü koparıyor. Gece olur olmaz, her yerde beni takip eden gölgeler görüyormuş gibi hissediyorum... Ayrıca türünü bilmediğim bir canavarın kan dondurucu bağırışları, artık her yönden gelmeye başladı ve bu bağırışlar gitgide yaklaşıyor... Dağdan aşağı inerken eski bir şarap şişesi gördüm. Şişeyi kaynak suyuyla yıkadım, iyi durumdaydı. Bunu Dongdong'a hatıralık olarak verirsem beğeneceğine eminim. Bu hazineyi bana bir Adeptus hediye etti derim. |
İsimsiz Günlük IV: Liyue Limanı
 | Name | İsimsiz Günlük IV: Liyue Limanı |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, İsimsiz Günlük | |
| Rarity | | |
| Description | Sahibinin Liyue'deki maceralarını anlatan bir günlük. |
| -Liyue Limanı- Bitkileri Bubu Eczanesine sattım. Kaybettiğim paranın biraz fazlasını kazanmış oldum. Böyle giderse, önümüzdeki birkaç yıl içinde Liyue'den ev alabilirim. Dongdong okula başlamadan önce yerleşmiş oluruz. Gençken daha fazla çalışsaydım, bu pislik Hazine Avcılarıyla uğraşmama gerek kalmazdı. Ayrıca babamın vasiyetini de çarçur etmezdim. Aynılarını yaşamasın diye, Dongdong'u çok çalıştıracak iyi bir öğretmen tutmalıyım. Ancak bu şekilde, iyi arkadaşlar edinip zavallı babasına benzemez. Dongdong'un iyiliği için maddi durumumuzu iyileştirmenin bir yolunu bulmalıyım. Ama tabii bir anda çok para kazanma fikrini de aklımdan çıkaramadım ve Gizemli Yeşim'de bir şansımı denedim. Öyle bir yerde para harcamak gibi bir niyetim yoktu ama dükkanın patronu Shitou çok ikna ediciydi... Tüm paramı oraya yatırmaya ikna etti beni. Sonuç pek de kötü değildi. Satın aldığım taşı kesip açtım, içinden yüksek kaliteli yeşim çıktı. Gerçi taşlarla kumar dünyasına attığım bu ufak adımın ardından, bitki toplamak için kullandığım orağı ve ilaç kutusunu satmam gerekti. Şimdi cebimde beş kuruş kalmadı. Taşlarla kumardan kazandığım birkaç parça kaliteli yeşimim var ama onu da satması kolay değil. Yani tekrardan hayatta kalmaya çalışmam gerek. Denizaşırı yerlere gidip orada şansımı deneyeceğim. Güneyhaçı'na katılmaya çalışayım, umarım Kaptan Beidou beni tayfaya kabul eder. Gerekirse güverteyi silerim. Üç gündür boğazımdan tek lokma geçmedi. |
İsimsiz Günlük V: Jinren Adası
 | Name | İsimsiz Günlük V: Jinren Adası |
| Type (Ingame) | Görev Eşyası | |
| Family | Book, İsimsiz Günlük | |
| Rarity | | |
| Description | Sahibinin Jinren Adası'nda yaşadığı talihsiz olayları anlatan, ormanlık alana bırakılmış bir günlük. |
| -Jinren Adası- Korsan gemisinden küçük bir kayık çaldıktan sonra, üç gün kürek çekerek kıyıya vardım. Buradan Narukami Adası'ndaki efsanevi Takayama'yı ve üzerinde yetişen dev kiraz ağacını görebiliyorum. Kutsal Kiraz Ağacının renkleri ay ışığında çok kibar görünüyor. Bana memleketimi hatırlatıyor. Acaba Dongdong, Qingce Köyü'nde kendini yalnız hissediyor mudur? Geçim sağlamak için buraya kadar gelmem doğru bir karar mıydı bilmiyorum. Muhtemelen yaşlandığım için bu saçmalıklara kafa yoruyorum. Bu uzak adayı keşfederken mor bir kavun buldum. Tadı keskin ve ot gibiydi. Kabuğunu yediğim için dişlerim ve dilim mora büründü. Rengin çıkması epey sürdü. Bir dahaki sefere pişirip yemeyi deneyeceğim. Kamp kurdum. Güneş doğar doğmaz güneye yürüyeceğim. Korsanlardan, Inazuma'nın o tarafta olduğunu duydum. Şehirde birçok iş imkanı olacaktır. Belki de maceracılık saçmalığını bırakıp düzgün bir iş bulsam iyi olur. Yeteri kadar para biriktirip kendi evimi aldığımda, Dongdong'a haber gönderip benimle yaşamaya çağıracağım. Ayrıca burada evler Liyue Limanı'na göre çok daha ucuz. |
Here we go again, ready to see Neuvilette stans being toxic.